9 Ekim 2010 Cumartesi

Milli Zaaf: Yanlış Rehber



Milli maç aralarını her futbol ile ilgilenenler gibi, özellikle takım tutma odağında olan her kişi kadar sevmem. Mecburen katlanılan bu durumda eleştiriler had safhada oluyor. Özellikle Türkiye gibi bir milli takıma sahipseniz bazen bardak taşmıyor değil...

Hiddink hakkında pek olumlu düşüncelere sahip değildim geldiğinden bu yana.. Ha kötü gidiyor diyede fikrimi belirtiyor değilim. Sadece bu ülkenin evlatlarına bu işin lâyık olduğu görüşündeyim. Ama derseniz ki uzay çağı o zaman Astronot'u ithal edeceğimize Gökmen'lerimizi keşfedelim derim. Çünkü kaybedecek neyimiz var diye düşünmeli bu ülke... Kazanılmış 3.'lüklerden başka birşey yok iken elde, ana kucağından mı başlanır bilinmez ama bir şekilde ipin ucundan tutmak gerek.. Özellikle futbol ile yatıp kalkan milyon kitleyken...Tekelcilikten çıkmadıkça düzelmeyecek bir durum tabii bu. Bende farkında olarak ulusal bir yapılanmanın hayali ile yaşamaya devam ediyorum...

Hiddink'in kadrosu mudur diye düşündüm kadrolar belli olduğunda.. Almanya maçı için değil, aday kadro açıklandığında beklediğim bir durum netlik kazanmış oldu.. Kahve köşelerinden gelen düşüncelere kapılmadım değil.. "Oğuz yapıyor kadroyu, Hiddink değil" vari düşüncelere sahip oldum. Elbette ki haklılık payı var. Hiddink'in etliye sütlüye karışmıyor edası, naylon teknik direktör olarak zihnime kazınmaya başladı... Kariyerine saygı duymakla beraber, gelecek açısından pek fazla ümit vaad etmiyor bu oyun tarzı, bu anlayış...

Kendisi bu ülkenin futbol gelişimi açısından bir değer olmakla beraber, yüreğini ortaya koymayışı muamma kalıyor. İşin içine para giren her vaka'da bir taraf sıyrılmaya meyillidir. Hiddink'te bu yeteneği seziyorum sanki. Sadece ön yargı olarakta kalabilir bir köşede.. Fakat milli takıma seçilen oyuncu yapıları ve takımlarındaki performanslara bakarak "çıksın oynasınlar" gibisinden bir oluşum içinde olması can sıkan mesele.. Önceden bu futbolcular iyiydi.. Artık miyadı dolan bazı isimlerde yok değil.. O eskisi gibi ısıran futboldan uzak, kopartmaya yakın futbol anlayışından bi haberler... Terim dönemi olsun, Güneş dönemi olsun en büyük milad'dır milli takım için... Sorgulanamaz bir durumda denebilir. Terim'in sadece son zamanlarda ki kadro seçimlerinden kaynaklanan başarısızlığını eklersek, futbolcularında performası ile ilişkilendirilebilir...

Hali hazırda bu takımda oynayacak Bursaspor'dan bir İbrahim varken, özellikle Ömer Erdoğan ile gayet uyumluyken Servet ne iş yapar diye düşünüyor insan. Hani neye göre seçilir kadro onu da sorgulatıyor bu mantık... Yada İbrahim Toraman'ı Almanya'dan daha zayıf bir maçda oynatıyorsan Beşiktaş'tan bir Atınç Nukan neden yok diye sorası geliyor bünyenin... Yaş itibari ile tabii ki girememesi normal diye düşünülebilir. Fakat burada şairin demek istediğini arif olan anlıyor.

Sabri gibi bir yeteneğin? sol kanat oyuncusu olarak görev alması kadar muhteşem bir olay henüz gerçekleşmedi milenyumda... Özellikle o bölgede görev alabilecek Beşiktaş futbolcuları örneğin; İbrahim Üzülmez, İsmail Köybaşı gibi gençler varken Sabri gerçekten doğru bir seçimdi... Hele Almanya gibi rakı sofrasından kalkan halı saha topçularının olduğu bir takıma karşı... Hiddink ve ekibi farkında mıdır bilinmez ama Almanya'yı ben bildim bileli oyununun sonunda hep sobe yapan takım olmuştur panzerler...

Velhasıl Mehmet Aurelio'nun Beşiktaş'a gelişi benim için yadırganan bir durumdur. Fakat çakma Türk oluşlarından Mert Nobre ile beraber müsamaha tanınan isimlerdir kendileri... Her ne kadar Bernd Schuster kadroda yer versede kendilerine, Nobre'nin statü olarak avantajlı olduğu bir gerçektir... Yoksa o bölgede zamanında Feyyaz fırtınaları esmiştir... Mehmet Aurelio'nun bu bakımdan yaş itibari ilede takım futbolunda iş yapabileceğini veya alternatif olarak 3 kulvarda giden bir takımda barınabileceğinide belirtmeli.. Zira kendisi artık Milli Takım için fazlalıktan ibaret geliyor bana.. Özellikle Necip Uysal gibi genç yetenekleri kazandırmak varken, kadro seçimlerinde ki mantık hatasını varın siz düşünün. Futbolcu öbeklerinde verdiğim örnekler sadece Beşiktaş'tan değil elbette... Fenerbahçe ve Galatasaray'ın performansı yüksek ve bu giysiyi taşıyabilecek kapasitede futbolcuları var... Hem hangi mantık izin verebilir 3 büyüklerin milli kadro oluşturmasına.. Hep karşı fikirde oldum bu mantığa... Bu ülkede Anadolu var. Anadolu futbolu var. Farkında olmayan kendi evlatlarımızda pek şans tanımadı evet. Fakat artık gerçekleri görmek geliyor işin başında...

Bank Asya gibi zorlu bir ligde 16 yahut 18 gol atan yetenekleri görmezden gelmek caiz olmamalı... İşin ilginci tabii bu olayları bizler bile görmüyoruz. Görmüyoruz ki büyük takımlarımız bu yüzden karşılaştıklarında zorlanıyorlar. Yahut mağlup olabiliyorlar...

Son paragrafta olayı koparmak gibi zorluklarla boğuşuyorum bu aralar... Biraz sert yapmış olabiliriz fakat bu gereken yerde gerekenin yapılmamasından kaynaklanabilir. Hiddink'e tekrar dönecek olursak, şayet basında attığı nutuklar ile tezat bir takım oluşturması yahut oluşturmaya mecbur bırakılması, İstanbul'a gelen turiste İngilizce bilmeyen bir rehberi olmasından kaynaklanıyor olabilme ihtimalini sever, saygılarımı sunarım...