5 Aralık 2009 Cumartesi

Mutlu Yıllar...

İki dinamo futbolcumuzun bugün doğum günü... Nice Senelere... Nice Siyah Beyaz Şampiyonluklara...



Yanlış Aşı Meyve Vermez...

Rotasyonel hareketler ile 2 puanı İnönüde bıraktık. Bu kez aşı tutmadı... Keza aynı meyve değildi aşılanan bu büyük ağaca... Çünkü Dinen de yasak ayrı meyveyi aşılamak... Mustafa hoca bunun farkına 71. Dk.'da vardı fakat güneş görmeyen yere tutturdu dalı... O da tutmadı.

Nobre şu takıma gelen en büyük felaket bu sezon. En son 256 gün idi sanırım, şimdi bi 14 gün daha eklersek, oldu sana 270 gün. Bir yıla ramak kaldı "gol" atamıyor bu arkadaşımız. Farkında olmak 71. Dk.'da işe yarar yaramasına, yanlış dalı kesmezsen hoca. Tam Nobre çıkacak diye beklerken çıkan isim Fink oldu. Nihat oldu. Nihat için ayrı ayrı teraneler okumayacağım. Her taraftan belli milli takımda Fatih Terim'in çalıştırdığı... Tek forvet ısrarını çözememe gibi bir sorunum var, 71'den sonrada 3 forvet oynatma sorunum anlıyor musun beni? Geçen sezon'un tekrarı oldu bir nevi. Liderliği alacakken takıldık. Çok iyi hatırlıyorum "Bobooo, Bobooo" seslerini...

İlk yarı gayet baskılı oynayan takım, 2. yarı ne olduysa isabetsiz paslar, kısa toplar, amaçsız ataklar ile sahneye çıktı. Şaşırmamak mümkün değil. Tabata gereksizliği ise nedir anlayamıyorum. Hani bu takımda her oyuncu hazır olacaktı? Hiçte öyle gözükmüyor değil mi? Babamın söylediği gibi "9 kişi oynuyoruz oğlum, ne baskısı?" Hadi oradan diyemedim.

Diyarbakır için güzel bir sonuç oldu, keza kendileri 100.yılımızda da bize tek çelme takan takımdı. Ayrıca bende olsam yatardım diyemiyorum. Diyarbakırlı futbolcu arkadaşların yaptıkları resmen tahrik ve suçtu. Keza buna önlem alınmalı, futbol'un yatarak oynandığı yer Çim Saha'lar değildir benim bildiğim. 8 maçlık galibiyet serisini onlar değil biz bozduk aslında. O kadar sıkıntılı maçlar sonrası bu maçı normal bir "fire" olarak göremiyorum, görülmemeli... Yanlış oyuncu seçimleri bize beraberliği getirdi. İlk yarı 3,4 olacakken Nobre devreye girdi. Ciddi rakiplerimize karşı oynadığımız oyun ilk yarıydı. 2. yarı etkili olsakta amaçsız bir görünüm vardı santraforumuzda... 

Tribünlerde ırkçı söylemlerin olmaması gayet yakışır cinstendi Beşiktaşımıza. Sanırım Diyarbakırspor'lularda alkış tuttular bu duruma. Fakat istiklâl marşımızda neden ayrı bir tavır sergilediler, sergilerler ve bunun karşılığında diğer takımlar o tezahüratı yaptıklarında ne kadar suçsuzlar bunu da vicdanlar cevaplar kannımca...

4 Aralık 2009 Cuma

TSL 15.Hafta: Beşiktaş JK - Diyarbakırspor

3 puan için rahat bir maç olarak gözüksede ben Diyarbakırspor'un daha saldırgan taraf olacağını düşünüyorum. Maçı aldığımız taktirde lider olacağız. Fener'inde Es-Es ile bizimkisinden daha zor bir maç geçireceğini düşünürsek, liderliği almamız an meselesi.


Diyarbakırspor'un her maçında siyasi olayların olduğu malûm. Taraftarımızın galeyana geleceğini düşünmediğimden herhangi bir siyasi slogan atılacağını düşünmüyorum. Layıkı ile karşılanacaktır Diyarbakırspor. Tabii ki sıkıntılı geçeceği ortada maçın yinede bu olaylar göz önünde bulundurulduğunda. Sahada sertlik olmazsa, hiç bir şekilde taraftarda kötü tezahürat yapmayacaktır. Dilerim futbolcularda işlerini(!) yaparlar, tribünleri germezler.

Diyar, saldırgan bir futbol sergiliyor. Fakat ne oluyorsa son vuruşlarda bir beceriksizlik var. Temennimiz bu maçtada bu beceriksizliğin devam etmesi... Favori biz olarak çıkıyoruz doğal olarak. Son haftalardaki grafiksel yükseliş bizi daha bir havaya soktu. Umarım ciddiyeti kaybetmemiş şekilde çıkarırız maçı.

Beklediğim kadro; Rüştü, İbrahim Kaş (İbrahim Toraman), Sivok, Ferrari, İbrahim Üzülmez, Ekrem, Fink, Ernst, İsmail Köybaşı, Nihat, Bobô (Nobre)

CSKA maçı düşünülerek Bobô dinlendirilebilir. Nobre bu yüzden ilk 11'de görev alacaktır. Toraman ise maskeli olarak görev alabilir.

Stat: İnönü Stadı
Saat: 20:00
Hakemler: Bülent Yıldırım, Cem Satman, Muhittin Gürses, Çağatay Şahan

Saldır Beşiktaşım !

3 Aralık 2009 Perşembe

Münferit Hareket (Beşiktaş'lı Duyarsız Kalma !)

Ercan  Saatçi'nin spor müdürü olması ile üzerimize iyice yüklenen Hürriyet Spor, sanırım kendini daha da rezil edecek. Ki temennim bu yönde. Nasıl taraflı olur insan anlamıyorum. Şahsen ben sevmesemde Beşiktaş'tan başka aşk, insanların gönül bağladığı takımlara karşı, anlayışlı olmaya çalışıyorum. Direkt olaya girdim, sinirliyim çünkü...
 Fener maçı öncesinde kapalı alt ile kapalı üst'ün birbirine saldıracağının istihbaratını SMS ile öğrendiğini duyurup, şimdide 1985-1986 sezonunda Beşiktaş'ın şike teklif ettiğini öne sürmekteler. Üstelik geçen isimlerin o sezon Beşiktaş ile alakaları yok. Geçmiştede milli duygulardan yoksun bir harita yayınlayarak asıl amaçlarının ne olduğunu gözler önüne seriyorlar aslında. Sayın Tuğrul Yenidoğan ve Rıdvan Akar bu konu üzerine yazılar yayınlar yaptılar. Buradan ilgili yazıya ulaşabilirsiniz. Şunu'da izlemeniz doğru olur bu aşamada. Ayrıca Sayın Rıdvan Akar'ın yazısı içinde buraya davet ediyorum.

Alakasız saçma sapan işlere imza atan, üstelik resmen iftira atan, spor müdürünün bir müzisyen olmasından dolayı ne kadar sağlıklı spor haberleri çıkartabileceği tartışmaya açık olan bir Gazeteyi ben bundan sonra okumam, hatta internetten bile takip etmem. Bu münferit bir hareket olarakta gözükse benim gibi düşünen bir çok Beşiktaş'lı var eminim bundan...

Not: Resimler alıntıdır. Hürriyet alma! aldırma! fotoğrafı Forzabesiktas.com'dan bir arkadaşa aittir.

2 Aralık 2009 Çarşamba

Levent Erdoğan İstifa Etti...

Levent Erdoğan'ın istifa ettiğini öğrendik. İstifa sebebini "Olağan Genel Kurul Süreci"ne girildiğinden "görevine devam etmemin etik olarak doğru olmadığını düşünüyorum" diyerek açıklamış. Şimdiiiii. Sanırım Murat Aksu'nun listesinden gireceğini basit bir düşünce ile ortaya atarsak, Levent Erdoğan'ın Beşiktaş Dernekleri üzerindeki etkisinide göz önünde bulundurmuş oluruz. Demekki "Demokratik Seçim" dernekler üzerinde etkisi olan insanlar tarafından yürütülüyorda diyebiliriz. Peşin hüküm ile.. Fakat bu olası bir varsayım. Önümüzdeki günlerde basın toplantısı ile gidişatı kamuoyuna duyuracağını söylemiş Levent Erdoğan. Kuvvetle muhtemel Murat Aksu ile ortak hareket edeceğini düşünüyorum bu yüzden.

Dernekler üzerindeki etkisi tartışmasız büyük bir gerçek. Derneklerimizinde seçimlerde ne denli rol oynadıkları ortada. Demokratik diye bağırdığımız seçimlerimiz umarım yönlendirmeler ile yapılmaz. Her Beşiktaşlı'nın kendi özgür iradesi ile sandıkta söz sahibi olacağını umuyor ve düşünüyorum.

1 Aralık 2009 Salı

Selametle

Nadir ama yazmaya çalıştığım blog'a vatani görevimden ötürü 15 aycık ara vermek zorundayım. Yarından itibaren vatani görevimi yapmak için Kütahya'ya gideceğim. Zaman geldi eleştirdik zaman geldi göklere çıkardık takımımızı ve şu anda 7 de 7 giden bir takımımız var.

Bu takım galibiyet serisine devam eder.
Hakemler bir maçta takımı yakmadığı sürece böyle devam eder.
Ben askerden gelene kadar inşallah bu nobre takımdan gider.
Uefa ligine kalırız ve Şampiyon oluruz.
Aynı zamanda herkesin kıskanacağı çatlayacağı bir takım olacağımızdan da hiç şüphem yok.
Yönetim olaylarına ise hiç girmek istemiyorum ne düşündüğümüzü herkes az çok bilir.
27 senedir Türkiye Kupası alamayan fener'in bu senede alamaması dileği ile.
Galatasaray'ın bugünlerinin iyi günleri olduğunu ve devre arasında daha büyük takım içi sorunlar yaşıyacağını hatta ve hatta rijkaard'ın gitmesine neden olabilicek durumların belireceğini , trabzon'un toparlanıp ilk 3'ü zorlayacağını aynı zamanda fenerbahçe'nin 2.nci devre'den itibaren takım ve teknik yönetim olarak çöküşe geçeceğini düşünüyorum.

Herkese saygılar sevgiler. Selametle sizleri Allah'a emanet ediyorum.

Karadeniz'in Güneş'i


Şenol Güneş... Kendisine efendiliğinden ve milli başarılarından dolayı büyük bir saygı duyuyorum. Keza benim için Fatih Terim'den daha başarılı bir isim. Trabzonspor ile anlaşma sağladı sanırım imzayıda atacak. Artık Trabzonspor'un hocası yeniden Güneş...Trabzonspor'un taraftarında büyük bir sabır var, yada bende böyle bir izlenimleri var. 27 yıldır şampiyonluk göremeseydik (15 yıl görememiş büyüklerimiz ama bizlerde yaş itibari ile sayılı şampiyonluklar gördük) ne halde olurduk diye düşünüyorum.


Kariyerine bakıldığında hem futbolcu olarak hemde teknik anlamda gerçekten saygı duyulacak başarıları var. Kısır milli takım adına ve Trabzonspor'un başarılarında hep onun adı var. Buradan kısa özetini görebilirsiniz merak ettiyseniz.

Trabzonspor'un yöneticileri yerinde olsam diyorum, Şenol Güneş hoca ile kafadan 7 - 10 yıl arası bir sözleşme imzalamayı göze alabilirdim. Türkiye'de şartlar buna elverişli değil tabii ki. Fakat bunu başarabileceklerini düşünüyorum. İlk uygulama Trabzonspor'a daha çok yatkın bence... 7 yıllık sözleşmenin ardından 2 - 3 yıl başarı adına pek bişey beklemeyip, hesap sorma aşamalarının bunun akabinde olması daha mantıklı olur. O zaman Trabzon için gerçek Güneş doğmuş olur...

Şimdiden hayırlı olsun Trabzonspor camiasına...

30 Kasım 2009 Pazartesi

Rakamla Üç


3 puan almak önemliydi bunu başardık. 4-0 bitebilecek bir maçtı dün akşamki. Tabata'nın direkten dönen topu, Bobô'nun verilmeyen golü, Ekrem'in Petkoviç'e isabetlediği toplar ile 4-0'ı rahat kaçırdık. Buna karşılık pozisyonlarda verdik ama sağlam defansımız bunun üstesinden geldi, gelemediğinde Rüştü devreye girdi. Takım olarak güzel bir performans yakalamış olduk. Mustafa Denizli'nin sistemsizliğinden yakınsamda "Rotasyon"un da artık bir sistem olduğunu kabul edicem artık. Güzel düşünce tabii ki her futbolcunun hazır olarak bekletilmesi, her an devreye girmesi... Fakat nakarat aynı, Erkan Zengin'in neden oyuna alınmadığını, Batuhan'ın neden dahil edilmediğinide bu aşamada sorgulayabiliriz...

Yan hakeme gelince, (direkt ona giydiresim var ondan başlıyorum) sanki amatör bir hakemmişcesine olur olmaz pozisyonlara bayrak kaldırması, oyuncak formula starterlerine taş çıkarttı... Toys Shoplarda minyatürlerini bulabilmek imkanlı... Bobô'nun verilmeyen golü, Ersnt'in atağa kalktığındaki pozisyonların ofsayt ile yakından uzaktan ilgisi yok. Keza yan hakemin durduğu noktada zaten yanlış, görüntülerde var. Sağ bek olur önünde anlarım göremezsin kaldırırsın, fakat net pozisyonlarımızın üzerine çullanması tarafımdan kulak çınlatma operasyonlarına kadar gitti... Ya maç 0-0 bitse idi?

Sert bir futbol beklediğimi önceki post'ta söylemiştim. Dediğim kadar olmasada yer yer sertlikler olmadı değil. Bobô'nun zamansız oyundan alınması sakatlığı sebebiyle kötü oldu. Etkiliydi kannımca... Nobre bildiğimiz Nobre... Hiç konuşmayacağım hakkında. Gittiği gün bayramım olur. Bu her maç bir sakat verme olayıda gitgide can sıkıyor. Umarım daha kazasız maçlar geçiririz sakatlık adına...

Hayırlısı ile bu haftayıda atlattık, şimdi önümüzde Diyarbakırspor maçı var, Allah'ın izni ile bununda üstesinden gelirsek ilk yarıyı lider kapatma şansımız yüksek. Gerçi bunu önümüzdeki hafta ile kısıtlamamak lazım fakat dağılan rakiplerin avantajını kullanmalıyız.

29 Kasım 2009 Pazar

Vur - Al


Yılmaz Vural demiş... 24.11.2009 tarihli fotomaç gazetesinin 3. sayfasında... Her ne kadar şovmen gözü ile bakılsada Vural bu işi yüreği ile yapan ender isimlerden bir tanesi. Bakarsınız dediği çıkar...

TSL 14.Hafta: Sivasspor - Beşiktaş JK


İnönü'de galip gelemediğimiz Sivasspor ile deplasmanda bugün saat 20:00'de karşılaşıyoruz. İstatistiklere baktığımızda 2 takımda 3'er kez galip gelip, 2 maçıda berabere bitirmiş. Zor dönemden geçtik bu maça kadar... Bu maçta alınacak 3 puan bizi bir adım değil üç adım ileri atmış olacak. Lig sıralamasında 2.lik konumuna geçeceğiz. Fener ve Galatasaray'ın mağlup kapattığı haftada, geçen haftalarda da olduğu gibi kârlı çıkmak istiyorsak bu maçı kazanmalıyız... Klasik Mustafa Denizli deyimi ile " Bu hafta aldığımız 3 puanın önemini ileriki haftalarda göreceğiz".

Sert bir futbol oynanacak bence sahada... Dikkat etmişimdir hep, Sivasspor ile oynadığımız maçlar ayrı bir sertlik ile geçiyor. Dilerim iki tarafta zarar görmez... Malum Sivas 2 senedir süregelen çıkışını devam ettiremiyor. Golcüleri Mehmet Yıldız'ın ne kadar önemli olduğu bu aşamada Sivas için aşikar. Bülent Uygun yönetimindeyken ayrı bir antipati kazandı bende Sivasspor. Başarıları Türk Futbolu adına takdire şayan, fakat hocalarının amaçsız açıklamaları ile bir antipati kulübünden öte gidemedi zihnimde...

Zor dönemeçleri kolaylıkla atlatan Beşiktaşımızında bilinçli olarak sahada futbol oynayacağını düşünüyorum. Hem galibiyet serilerini devam ettirebilmek için, hemde bu serilerin bir anlamı olabilmesi için Sivasspor'dan 3 puan almak şart... Keza sevgili yorumcularımız otomatikman gs ve fb'nin mağlup olduğu bu haftada üzerimize çullanacaklardır... Başarılar örtülüp, ibre direkt bize dönecektir eksi olarak.

Muhtemel kadro; Rüştü, İbrahim Kaş, Sivok, Ferrari, İbrahim Üzülmez, Ernst, Fink, Ekrem(Nihat), Tello, İsmail, Bobo(Nobre)

Anketimizde de 11 oy'un 2'si Sivasspor'a 9'u Beşiktaşımıza kullanılmış...
Saldır Beşiktaşım !