Rakibin üzerine baskı kurmamıza rağmen Belediye maçını kaybetmiş olmamız, bize erken rotasyonu sunduğu için büyük bir armağan. Bıyık bırakan Schuster'in bir an evvel kalacak-gidecek yabancılarda karar kılması gerek. Bu mağlubiyeti bir şok olarak algılamamamız lazım. Yıldız futbolcuları kadromuza kattığımız gerçek fakat ters gelen İBB karşısında elinden geleni yapan yıldız futbolcularımızında insanoğlu olduğu gerçeği unutulmamalı. Algı meselesinden kaynaklanan sorunlar var bu tribünde ve taraftarlarda. Bunun üzerine ekşibeşiktaş'ta güzel bir yazı yazmış shelbyl okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Buradan yola çıkarak üzerimize gelebilecek medya farelerine karşı seçici davranıp ne diyeceğini bilmeli insan. Beşiktaş maçta atik oynayan, ısıran taraftı. Fakat kadro seçiminden ötürü olsa gerekki Bobo'yu ve Zapo'yu aradığımız bu maçta Ferrari'nin ağır kaldığını savunmayan ben (tek maçlık değerlendirme değildi) artık kararlarımı düşünerek vereceğimi kendime itiraf etmiş oldum. Ferrari'nin ağırlığı defans blogunun önde kurulup ofsayt taktiğinin uygulanması sisteme yakışır bir futbol olsada seçilen futbolcuların kabiliyetlerini göz ardı etmemeli Schuster. Erhan Güven'sek mi güven mesek mi çözemediğimiz bu karamsarlıkta, bir kez daha gördükki Beşiktaş'ın temposuna yakışan bir futbolcu değil. Geçen yıla nazaran üzerine koyduğu çok şey var fakat eksikleride can yakan cinsten. Ekrem Dağ tercihi en doğru tercih olabilirdi o mevki için. Ersan Gülüm top ile ileri çıkabilen bir stoper görüntüsündeydi. Sanırım iyide işler yaptı ama kademe olarak Beşiktaş defansının 4'lüsü ki bana göre 3'lüsünden öte gidemedi, süpürücü görevini yerine getiremedi. Bu görevi geçen yıllarda ağır kalan Ferrari'nin yaptığı tecrübeyle sabittir. Erhan-Ersan kıyaslamasına girersek eğer, farklı mevkilerin oyuncularıda olsalar Ersan'ın bu takımda iş yapabileceğini düşünüyorum. Keza kendinden emin bir görüntüsü var. En azından acemice hatalar yapabileceğini sanmıyorum. İbrahim Üzülmez her zaman ki gibi canını dişine takarakta oynasa bu takımda, tribünlerden alkışta toplasa bazılarınıza göre "yeri yok". Bence İbrahim'in tek eksiği geri dönüşleri. Defans'ın bu yüzden 3'lü olarak gözüktüğünü o zaman daha iyi anlamış oluruz.
Çabalayan Beşiktaş'a karşı kontralarla atağa kalkan İBB akıllı oynadı. Beşiktaş'ın defans-orta saha arasındaki zaaflarını kendi lehine kullanarak sonuca gitmiş oldu. Quaresma'nın çabaları yetersiz kalsada oyunu çevirecek oyuncu Guti'nin geç alınması pek fayda etmedi. Gelişen ataklar zaten hep defansımızdan çıkan, orta alanda gelişmeyen spontane ataklardı 2. yarı için. Fakat Guti'nin girişi ile orta alanda pas yapabilme ileri adam çıkarabilme beceriside neticeyi değiştiremeyecek ileri uç oyuncularının eksikliklerinden dolayı atakların neticesiz kalmasını sağladı. Bana sorarsanız Nobre değişikliği yerine Necip'in bu takıma karşı oynaması kadar normal birşey olamazdı. Hali hazırda rakibin sertliğine karşı hakem'in duyarlı oluşuda Necip gibi kart yediren bir futbolcunun oluşuyla rakibi eksik bırakabilirdi. Bunlar olasılıklar. Fırat Aydınus ve yardımcıları bana göre gayet iyi maç yönettiler. Rakipte zaten yatmadı skor üzerine... Fakat tek eksik ve eksi pozisyon olan İBB'li Mehmet'in eliyle müdahele ettiği ve akabinde sarı kart ile cezalandırıldığı pozisyon oldu. Tereddütsüz Kırmızı gerektiren pozisyonun maçın neticesine etki edeceğini düşünen Abdullah Avcı'da 2. yarı zaten oyundan alarak, belki Necip veya Quaresma'nın eksik bıraktıracağı takımını kurtarmış oldu. Bunlar açık açık teknik direktörler açısından kurtluktur...
Holosko ve Hilbert'in son şansı olarak algılandığı İBB maçı bencede bu yönde verilecek kararın son tangosu oldu. Belki Hilbert hala bir ihtimal kalabilir ama bileti kesilecek adam Holosko'nun olması kaçınılmaz. Bir kez daha Bobo'suz Beşiktaş'ın ileri uçta etkisiz olduğunu gördük. Zaten Schuster'in de dediği Uefa ve Türkiye Lig-Kupa kulvarlarında bu işin Bobo ve Nobre ile çözümlenemeyeceğiydi...
Nihat Kahveci ıslıklandı mı? Islıklanmadı mı? Ben tv'den gördüğüm kadarı ile ıslık'ın Nihat'a değilde oyunu çirkinleştiren İBB'li futbolculara yapıldığı kanısındayım. Belkide Nobre'nin girişinedir. Fakat Nihat'ın bu sezon hazırlık karşılaşmaları dahil en kötü oyununu da oynadığını söylemek gerek. Kanatlardan top getiren futbolcuların yorgunluğunu alamadı forvet oyuncularımız. Bunlardan bir taneside Nihat oldu. Sonradan oyuna dahil olan Tabata'nın da bedenen sahada kafa olarak stad dışında olduğu ara paslarında göze çarpan diğer istatistiklerdendir. Delgado'lu ve Guti'li Beşiktaş olur mu olmaz mı kavgası sürerken Tabata'lı Guti'li Beşiktaş'ı görmek insana dokunuyor açıkcası. Maç neticesine göre değilde, oyun kurgusuna bakarak bu tezimi doğrulayacağımı şimdiden peşin peşin söylüyorum, ileride taksit taksit haklı çıkacağımı düşünüyorum... Nihat'a tekrar dönecek olursak hırsını biraz dizginleyebilirse ve konsantrasyon eksikliği yaşamazsa, sezon başında ki Nihat olacağının altını çizmek gerek. Nihat "Beşiktaş'ın Çocuğudur, Kimse ıslıklayamaz." Sığındığınız kimse Beşiktaş'tan büyük değildir hedesine nazaran yaptıklarımızı, yapacaklarımızı düşünmek gerek. Çelişkilerden arınarak tribünde yer almalı Beşiktaş taraftarı...
Bu işin bize ders olacağını düşünerekten bir an önce gidecek-kalacak futbolcuların netleşmesi dileği ile...
Ders Olsun Zaafların Tribünde Bizlere... Takımdaki sizlere...