Forza TV ilk yayınını gerçekleştirdi. Daha önce de Beşiktaş TV olarak internetten yayın yapan Beşiktaş TV radyo olarakta yayın vermekteydi. Şimdi mesele şu ki gerçekten özlemişiz Alen Markaryan ve Erdem Ulus ağabeylerimizi. Güzel bir program oldu. Tamamen Beşiktaş hakkında konular konuşuldu. Hani Yemen Ekşioğlu'da orada olsaydı tadından yenmezdi... Çünkü gözlerimiz bu üçlüye epey hasret kaldı. Yemen ağabey'in Alen ağabey ile tatlı atışmalarını izleyememek üzücü. Çünkü onları gördüğüm de atışmalarında bile Beşiktaş'ın faydası için kafa patlattıklarını göz ile görmek insanı mutlu ediyor. Ki bu aşamada da şahsım adına ver yansın ediyorum, ahh bir kongre üyesi olsam...
Programı iş'te olduğum için elimden geldiğince dinlemeye ve izlemeye çalıştım. Fakat atladığım yerler de olmadı değil... Alen Markaryan aldığı tribün yasağını bir nebze olsun açıklamış olsa da itiraz edeceği herhangi bir makam olmamasını ve oldu ki makam bulundu neticesinin olumlu olmayacağını dile getirdi. Bu konu da bende aynı görüşteyim kendisi ile... Netice de Beşiktaş Tribünleri "mim"lenmiş artık ne yapsan faydasız kalır.
Mevcut Başkan'a olası yapılabilecek protestolar konuşulurken, artık renkli kulüpler tarafından alay konusu olan "yeter yıldırım demirören" klişesinin söylenmemesini belirtti. Daha sert bir protesto olsun olacaksa da diyerek farklı bir boyut getirildi kongreye 15 gün kala... Ve ben otomatikman Alen abimizin daha önceden belirttiği "engel olamıyoruz protestolara" sözünü aklıma getirdim. Her yere çekilebilecek bir durum çıkıyor ortaya. Ama bu saatten sonra kulübe yürüsen ne fayda, sövsen zaten para etmiyor... Eleştirmek için demiyorum da, daha önce Alen abi bu tür protestolardan yana değildi. Ne değişti açıkçası merak ettim. Belki de irdelenmesi gereken madalyonun bu yüzü değil, oldu ki seçildi Yıldırım Demirören, o zaman olacaklara bir ışık tutmak niteliğinde miydi acaba diye de düşündüm.
Neyse ilerleyen programlar da daha çok bilgi edineceğiz sanırım olası Demirören'in başa gelmesi durumunda. Fakat Allah'tan tek dileğim Demirören seçilmesin!
Programı iş'te olduğum için elimden geldiğince dinlemeye ve izlemeye çalıştım. Fakat atladığım yerler de olmadı değil... Alen Markaryan aldığı tribün yasağını bir nebze olsun açıklamış olsa da itiraz edeceği herhangi bir makam olmamasını ve oldu ki makam bulundu neticesinin olumlu olmayacağını dile getirdi. Bu konu da bende aynı görüşteyim kendisi ile... Netice de Beşiktaş Tribünleri "mim"lenmiş artık ne yapsan faydasız kalır.
Mevcut Başkan'a olası yapılabilecek protestolar konuşulurken, artık renkli kulüpler tarafından alay konusu olan "yeter yıldırım demirören" klişesinin söylenmemesini belirtti. Daha sert bir protesto olsun olacaksa da diyerek farklı bir boyut getirildi kongreye 15 gün kala... Ve ben otomatikman Alen abimizin daha önceden belirttiği "engel olamıyoruz protestolara" sözünü aklıma getirdim. Her yere çekilebilecek bir durum çıkıyor ortaya. Ama bu saatten sonra kulübe yürüsen ne fayda, sövsen zaten para etmiyor... Eleştirmek için demiyorum da, daha önce Alen abi bu tür protestolardan yana değildi. Ne değişti açıkçası merak ettim. Belki de irdelenmesi gereken madalyonun bu yüzü değil, oldu ki seçildi Yıldırım Demirören, o zaman olacaklara bir ışık tutmak niteliğinde miydi acaba diye de düşündüm.
Neyse ilerleyen programlar da daha çok bilgi edineceğiz sanırım olası Demirören'in başa gelmesi durumunda. Fakat Allah'tan tek dileğim Demirören seçilmesin!