13 Ocak 2010 Çarşamba

" A "

'' A ''

Çok basit değil mi?

A

Alfabenin ilk harfi…Çoğumuzun eğitimdeki ilk mesaisi.

Hepimiz öğrendik ‘A’ yı, sonra da farklı amaçlar için farklı yerlerde yazdık.

Örneğin ağabeylerimiz, yoluna ömür adadıkları Çarşı’yı yazarken kullandılar değişik bir boyutunu.

Sorduk ‘’Bu niye diğerlerinden farklıdır’’ diye, anarşi dediler.

O ne ki diyebildik çocuk aklımızla, adaletsizliğe, bozuk düzene karşı olmakmış.Aslı Gündoğdu’da yatar, gücünü Beşiktaş sevgisinden alırmış.

Yıllarca Beşiktaş’ın elini kolunu bağlamışlar, hakkını gaspedip masabaşında oyuncak misali hiçe saymışlar emeklerini.Beşiktaşlı eli kolu bağlıyken kafa atmaya yeltenince de fişleyip adını anarşi koymuşlar.

Peki Beşiktaşlı cevaben ne demiş?

‘’Adaletin bittiği yerde anarşi başlar.’’

Bu devran böyle gitmiş ve Beşiktaş tribünü yaygın tabirle yedi düvele nam salan bir güç halini almış.

Buraya kadarki tüm gerçekleri masal kipinde ifade etmiş olabiliriz; lâkin acı tecrübelerle sabittir ki, hayatta her güzel şeyin mutlak bir sonu varmış.

Beşiktaş tribünlerinin uğrak yerine göz dikilmiş bir zamanlar, loca yapılacakmış oraya.Yeni açığa mevzilenmiş taraftar.

Bu duruma hassas ayar bile verilmiş.

Denmiş ki;

‘’Stadın her yeri loca olsa da, sevenleri kimse ayıramaz ki…’’

Bir kongre gelmiş ve adaylardan biri demiş ki;

‘’Seçilirsem kapalıyı gerçek sahiplerine geri vereceğim.’’

Kastı: Çarşı

Seçilmiş, sözünü tutmuş.

Günümüze kadar olan süreçte olanları anlatmaya gerek yok sanırım, geldiğimiz nokta malum.

Fakat gittikçe kapalı gerçek sahiplerinin oraya taşıdığı ruhtan uzaklaşır olmuş.

Üste Telekom reklamı,

‘’Ruhumuz Yeter’’ yazısının siyaha boyanması;

Pankart yasakları…

Gelgelelim yıllarca farklı olduğumuzu düşündürten en önemli iki nokta isyankârlık ve sosyal sorumluluk ruhumuzdan yol almaya başlamış.

Tekel pankartına, Türkân Saylan’ın yâd edilmesine ve daha bir dizi olaya, hatta özkaynağa kadar ve Beşiktaş geleneklerini yaşatmaya yönelik söylemlerimize bile ambargo konulmakta.

Hatta Alen ağabeyimizi bile anamaz olduk bir pankartta.

Profil deyip duruyoruz hep de, hakikaten bir değişim var sanki.

Bunun anahtarı galiba taraf olmamakta –elbette Beşiktaş’tan başkasına.-

Şimdi yapabilir miyiz?

Zamanında yapıldıysa şimdi neden olmasın?

Ama o zaman içerisindeki isyan ve ruh hali, o şevk, o aşk ve o inanmışlık.

Mesele A’yı yeniden hatırlamakta.

Amerika’yı yeniden keşfetmeye ya da alfabeyi yeniden yazmaya gerek yok.

Sadece A yeterli, lâkin dolu dolu olsun içi…


Not: Bu yazının yazarı Aram'a teşekkürlerimizi sunarız.

Hiç yorum yok: