1 Ekim 2010 Cuma

Avrupalı...



Dirilişi gerçekleştirdi dün akşam bu takım. 1-0 yenik duruma düşse bile öncesi ve sonrası ile oyunun kontrolünü asla rakibe vermedi... Beşiktaş'ı herkes gibi bende uzun zamandır böyle izlemedim. Tek maç için değil sezon başından süregelen bir durum bu... En kötü maçta bile oyunun kontrolü bizde... Uzun uzadıya yazmak istemiyorum. Beşiktaş, Schuster'in sistemine alışıyor.. Bu sistemde Beşiktaş'ı Avrupalı takım tadına getiriyor... 

Nazarlık olarak Q7'nin adele çekmesi ilk ve son olması dileğiyle...

29 Eylül 2010 Çarşamba

Bir Umudum Sensin Anlıyor musun?



Blogda sürekli futbol içerikli yazılara yer verdik. Yeri geldi eleştirdik yeri geldi yücelttik ama elimizden geldiğince kendi doğrularımızdan ödün vermeden yazdık. Bu yazı bir yardım kampanyasının tanıtımını içermektedir. Bir arkadaşımın bana ulaştırdığı bu kampanya'ya elimizden geldiğince destek vermek bizim görevimiz diye düşünmekteyiz. Sadece bizlerin değil, Beşiktaş'lı olan olmayan tüm duyarlı insanların destek vermesi gerekiyor diye düşünüyoruz. Kartal Sözlük Niğde'nin Çiftlik İlçesine bağlı Azatlı Kasabasında yer alan, Azatlı Şehit Selim Erten İlk Öğretim Okulu'nda okuyan öğrenci kardeşlerimize yönelik; oyuncak, kırtasiye malzemeleri, temizlik ürünleri, boya badana malzemeleri, giyecek ve yiyecek yardım kampanyası düzenlemekteler. Bize kalan elimizden geldiğince destek vermek... Kampanyanın içeriği şu şekilde... 

bir umudum sensin anlıyor musun ?

kartal sözlük'ü ilk açtığımız günden beri belki de en büyük ve tek gerçek hedefimiz bu oluşumun bir sivil toplum örgütü gibi çalışmasıydı, geçen sezon bitmeden önceki hafta gündeme gelen anadoludan bir okula yardım kampanyasını gerçekleştirme vakti geldi.

bu okul, niğde'nin çiftlik ilçesine bağlı azatlı kasabasında yer alan, azatlı şehit selim erten ilk öğretim okulu. okulun anasınıfında sözlük yazarlarından bir arkadaşımız öğretmen olarak görevli. aşağıda resimlerini göreceğiniz okulda durum gerçekten de iç karartıyor, maalesef ki çocuklar son derece yetersiz bir ortamda eğitim görüyorlar, tuvaletler pislik içerisinde, yemek yenilen masalar kırık, halıfleksler kir içerisinde, oynayabilecek toplam üç tane oyuncakları var resimlerde de göreceksiniz ikisinin tekerleği bile yok.

yapılması gereken çok şey var, tabiki bunların hepsine yetişmemiz mümkün değil ama sarabileceğimiz bir çok yaraları var, düşündüğümüz zaman sadece 3 paket sigara paramızı bu işe ayırsak gerçekten de bu zamana kadar yaptığımız tüm güzel işlerden çok daha büyük bir işe imza atacağız, gerekli yardım malzemelerini topladıktan sonra gönüllü olacak arkadaşlarla 9 ekim 2010 cumartesi günü niğde'ye gidip okulu ellerimizle boyayacağız, kardeşlerimizin sevincine ortak olacağız, yapılacak tüm masraflar dekontları ile birlikte buradan yayınlanacak, aşağıda planlanan faaliyetleri görebilirsiniz,

yapmayı planladıklarımız;

* zemin halıfleksinin yenilenmesi
* tuvalet binasının boyanıp dezenfekte edilmesi
* yemek yenilen plastik masa ve sandalyelerin yenilenmesi
* çocukların eğitimi için yetersiz durumda olan kırtasiye malzemelerinin sağlanması ( pastel boya, sulu boya, kuru boya, el işi kağıdı, makas, yapıştırıcı, flüt, resim defteri, boyama kitabı vb. gibi malzemeler)
* oyuncak ( ne kadar bulabilirsek o kadar iyi )
* temiz giyecek ve ayakkabı yardımı
* bireysel temizlik ürünleri (diş fırçası, tuvalet kağıdı vb.)


topladığınız malzemeleri ulaştırmak için,

primus inter pares
forzanarchy
dingoc
must
stefo
cihan1903
hurremsoultan

nickleriyle irtibata geçebilirsiniz.

küçük büyük gönderileriniz için adresimiz;

melek hatun mahallesi, zağarcıbaşı sokak, kısmet apartmanı, no:2 daire: 5, çapa - fatih - istanbul


maddi katkıda bulunmak isteyenler için hesap numaramız,

türkiye iş bankası
gaziantep / pazaryeri şubesi
cihan şahin

şube kodu: 6301
hesap numarası: 0631313
ıban no: tr450006400000163010631313


okulun resimleri

www.kartalsozluk.com/img/okul/okul1.jpg

www.kartalsozluk.com/img/okul/okul2.jpg

www.kartalsozluk.com/img/okul/okul3.jpg

www.kartalsozluk.com/img/okul/okul4.jpg

www.kartalsozluk.com/img/okul/okul5.jpg

www.kartalsozluk.com/img/okul/okul6.jpg

www.kartalsozluk.com/img/okul/okul7.jpg

www.kartalsozluk.com/img/okul/okul8.jpg

 Katılımlarınızı bekliyoruz arkadaşlar...

28 Eylül 2010 Salı

Balçıkla Sıvanan Futbol

Beşiktaş dışında başka takımlar hakkında yazmak gibi bir huyum yok aslında. Beşiktaş dışında yazıları genelde Markopaşa yazar fakat askerde olduğu için o İtalyan sertliği ile yazdığı yazılardan mahrum kaldık. Bu noktada ben dün akşamki Fener-Kasımpaşa maçında bu skor'un nasıl bu kadar denk giden maçta birden değiştiğine değinmek istiyorum.

Dün ortada bir terslik vardı her iki takımda da. Daha maçın başlarında gelen Kasımpaşa golüyle sendeleyen Fenerbahçe'nin defansif zaafları 90 dk. boyunca sürdü. Yobo transferi ile sorunlar ne kadar çözülür bilinmez ama benim Fenerbahçe ile ilgili bildiğim tek şey, Edu'nun Fener'den ayrılışı ile bir türlü stoper bölgesinde dikiş tutturamayışı... Fenerbahçe'nin oyun anlayışını en az Fenerli arkadaşlarım kadar bende anlamaya çalışıyorum. Onların göremediği benim gördüğüm sanırım geçen yılın Beşiktaş'ının Fenerize edilmiş hali. Çünkü ciddi pozisyonlar verip atağa çıktıklarında pek etkili olamayan bir Fenerbahçe izliyoruz haftalardır. He diyeceksiniz ki gol atıp yemeyen Beşiktaş vardı geçen yıl.. Evet ama tek yük Bobo'nun omuzlarındaydı.. Fenerbahçe'de ise Niang ve Dia'nın etkisi ile Alex ve Emre'nin bireysel çabaları neticesinde golleri bulmaları daha kolay oluyor.



Özellikle Kasımpaşa'nın laçka defansına karşı dün akşam Niang kaleci Murat Şahin ile defalarca karşı karşıya kaldı. Murat Şahin'in bu kadar düşük formunu merak ediyorum. Bir zamanlar sakat hali ile Beşiktaş kalesi koruyan kalecinin üzerine koymaması bu süre zarfında üzücü... Ya takımı gibi filmi 80.dk'da koparıyor yada kendi formunda ciddi sorunlar var. Çünkü Kasımpaşa dün akşam filmi kopardı 80. dk'da... Oysa sağ ve soldan yapılan ataklar, ortalar ile etkili bir futbol sergilemekteydi... Fenerbahçe'nin sadece sağ kanadının çalıştığı gerçeğinide göz önüne alınca Kasımpaşa'nın her iki kanattan bindirmeleri rakibini zorladı. Yılmaz Hoca eğer Kasımpaşa'dan birşeyler bekliyorsa, bence ilk olarak kanat oyuncularına orta çalışması yaptırması gerek. Yekta ve Keller dün gecenin çalışkan isimleriydi... Basit hatalar 2-6 gibi farklı skoru getirdi. Ben hala Fenerbahçe'ye karşı oynamanın dezavantajlarını düşünedururken Kasımpaşa'nın defansif sorunlarından dolayı maçı kaybettiğini belirtmek isterim... 85 dakika'dan yakınmak yerine alternatiflerini çoğaltırsa ligi forse edecek kapasiteye gelebilir Kasımpaşa...

Fenerbahçe günü kurtarıyor. Maç izlerken izlenen ortamda bulunan Fenerbahçelilerin az çok homurdanmaları duyulur cinsten. Aykut Hoca ile sorunlarına eklenen bir diğer olay ise Stoch'un yedek olarak kalması. Sanırım bunda da Dia'nın etkisi var diye biliyorum. Çünkü Niang'ın isteği bu diye söylentiler ayyuka çıktı. Eğer böyle ise Fenerbahçe'de büyük otorite zaafı var denebilir. Olayın burası bizi ilgilendirmez ama... Stoch gibi hızlı bir futbolcu alınırken Dia'nında aynı mevkiide bulunması gerçekten ilginç bir olay. Aksayan Sağ kanat için alternatif üretmeli Fenerbahçe... Geçen hafta ve dün akşam ki maçlarda en göze batan yerler buralardı... 

Lig uzun maraton... Fenerbahçe şimdilik futbolunu balçıkla sıvamakla meşgul. Elbet toparlanacaktır. Fakat Yılmaz Vural'ın talihsiz takımına karşılık Türk Futbolu açısından verdiği demeçler ve yaptığı çıkışlara karşılık bir an önce B planı üretmesi gerekli...


26 Eylül 2010 Pazar

Ernst Hernandez*


Verdiği paslarla Guti'yi arattırmayan panzer dün gece için 5 yıldızı haketti. İlk golde Hilbert'in ince pası sonucu saliselerle yarışıp Bobo'ya verdiği pas ile ofsayta düşürmeyip golü atmasında en büyük etkendi kendisi... Keza ikinci golde de asisti yapan isimdi Ernst...

*Başlık Erdem Ulus abimizden.

Asla Pes Etme



Antalya maçının sıkıntılı geçeceğini düşünmezdim. Yani bir yanda bahtı bize tutmayan Antalyaspor, bir yanda da Beşiktaş'ın form grafiğine bakınca doğal olarak favori çıkıyor Beşiktaş maça. Yıllar sonra atik bir takım izlemenin keyfini yaşarken bir yandan ilk yarıda gol gelmemesi ikinci yarının çetin geçeceğinin habercisi oldu. Ben böyle takıma hayran olmakla beraber eleştiri yapan insanları anlamıyorum.

Bu noktada gördüğüm yorumlar beni şok ediyor. Dün akşam için Necip'in oyuna pek müdahil olmadığından dem vuran taraftarlarımız, Nihat'ın formsuzluğundan şikayet etmelerine rağmen, Nihat'ın oyuna girmesini düşünmekteydiler... Hani sonra iyice bağları koparmaksa maksat açık ve net söylemeli insan. Beşiktaş'ta alternatif isimler var elbet ama bu Necip yerine Nihat olamazdı.

Atik futbola karşı aksayan yerlerde olmadı değil. Hilbert'in biraz eksik kalması sağ tarafı aksattı. Keza Antalyaspor'un sayılı ataklarıda bu noktadan oldu. Sanırım Hilbert Ocak yolcusu gibi geliyor bana. Ya da o süre zarfında kendisini biraz daha geliştirmeli... Yoksa kötü bir futbolcu olduğunu asla iddia etmiyoruz. Hakan Arıkan ile talihsiz bir olay yaşadılar. O noktada suçlu kim bilinmez ama Hakan ve Hilbert'in maç sonrası birbirlerine sarılmaları hatalarını anlamaları görülmeye değerdi. Bu adamlar Yürekleriyle oynuyorlar farkında mısınız?



Yediğimiz golde birazda Hakan'ın elinde olmayan hatası yok değildi. Çünkü dikkat ettiyseniz, Beşiktaş bu yıl oynadığı tüm maçlarda sistemin getirisi olarak defansif yönde zaaflar sergiliyor. Defansın Orta Saha'ya yakın kurulması sebebiyle boş kalan alana hareketlenen kalecilerde doğal olarak böyle hatalara gebe kalıyorlar. Sanki defansın son adamı görevinde oynarcasına hareket ediyorlar. Bu sadece Hakan için değil, Cenk içinde böyle... 

Bobo'nun muhteşem 2 golü ile Ernst'in Gutivari paslarıyla dün geceden mutlu ayrılan taraf biz olduk. İbrahim Üzülmez'in azmi, Toraman'ın hırsı, Ernst ve Necip dinamitleri ile patlamaya hazır Quaresma beklerken Bobo'nun Antalyaspor'a karşı boş geçmeyeceğini düşünmemiştim.

Beşiktaş'ımız dün 3 puanı cebine sıkıntılıda olsa koydu. Bundan sonraki maçlarda da "Asla Pes Etme"yeceklerini düşünüyorum. Yıllardır özlediğimiz beklediğimizde bu değil miydi?..