1 Şubat 2010 Pazartesi

Beşiktaş'ın Asıl Sahiplerine...


Nasıl başlasam bu travmadan sonra bilemiyorum. Zaten pırıltılı kelimeler ile cümle kuramıyorum. Sabahtan beri ilgili bloglar da yazılanları okuyorum herkes doğal olarak isyan içinde… Ben de öyleyim.

Bir kongre geldi geçti. Geçen 5 sene boyunca gözleri kör olan “Beşiktaş’ın asıl sahipleri” tekrar malum başkana oy verdiler. Bir bildikleri vardır diyemiyorum, bir şey bilmiyorlar çünkü aynı pilavı tekrar yediler. Doğal olarak bizlere de yine kara günleri armağan ettiler… Kongre de kullanılan oy sayısı 7500, kullanılmayan oy sayısı 5300. Murat Aksu 2837, Malum başkan 4506 oy aldılar. Yani Beşiktaş’ın geleceğini 4506 tane “asıl sahip” kararttı. Suçlu aranacaksa asıl suçlu 4506 kongre üyesidir. Buna ek olarak Malum Başkan’ın tekrar aday olmasıdır. Yazık. Yazık ki katılımın 5 sene sonunda tam olamamasıdır. Derneklerin katılımlarını tam olarak gerçekleştirdiği söyleniyor. Peki kim bu katılmayan “Beşiktaş’ın asıl sahipleri?” Cevapsız kalan bir soru… Madem oy kullanmaya gitmeyeceksiniz ne diye üye olursunuz Beşiktaş’a be adamlar?!

Bu seçimde de gördük ki Malum Başkan’a muhalefet eden, köşelerde zırvalayan saygıdeğer kalemşörler mükemmel bir “U” dönüşü yaptılar ki yarışmalara katılsalar ödül almaları içten değil. Yazık sizinle aynı renklere aşığım. Ama tabii sizin beyazınız kirlenmiş. Benim beyazım apak. Sizin siyahınız laciverte çalık, benim siyahım zindan kara! Öyle böyle değil, her mikrofon uzatıldığında, her köşe açıldığında, start verildiğinde siz değil miydiniz giydiren lafları malum başkana? Ne oldu da finish’e varmak için geri vitesinizi kullandınız? Asıl irdelenmesi gereken konuların başındadır bu mesele arkadaşlar.

Tribünde ki tepkiye göz yuman koskoca kongre hakkında çok şey söylemek istiyor bünye. Tribünün sanki 1 maçlık protestoymuş gibi protesto yaptığının kanısında olan o sayın “sahipler”e soruyorum? Siz 5 yıldır hangi Beşiktaş’ı izliyorsunuz? A takımı mı yoksa Paf takımı mı? He eğer ki ikisinide diyorsanız, ben size o zaman diğer şubelerin ne hallerde olduğunu da bilmediğinizi belirtirim. Hatta bence sizler Beşiktaş ile uzaktan yakından alakası olmayan insanlarsınız. Yazık.

Tribününün tamamının suçsuz olduğu da söylenemez. Quaresma diye bağıran arkadaşlar ile aynı takımı tutuyoruz. Hatta 2 kupayı unutmayıp vefa abidesi bünyeler de mevcut içimizde. Çoğunluğun istemediği, hatta kim ile konuşsam Malum Başkandan dert yandığı ortam da, taraftarlarının istemediği fakat “sahiplik” kisvesini yüklediği peşi sıra giden insanlardan geçinen, döner sermaye vari bir çarktayız. Ki bunu da yıkmak istediğimiz de sürekli metazorik bir biçimde engel olan ileri-geri gidenlerin olduğu tribündeyiz. Yazık!

Son olarak da Beşiktaş’a veda edeceğini dile getiren arkadaşların duygularına tercüme olacak şu güzel türküden;

Sevda çok uzaklarda

Yıldızlarında ötesinde

Bilmem nasıl yakalarım, kuşlar?

Ya umutlar biterse...

Gidemem gidemem, o kadar uzaklara gidemem...


Not: Ben eli Öpülecek Başkan İstedim, Yüzüne Baktıkça İğreneceğim Değil !

Hiç yorum yok: