29 Temmuz 2010 Perşembe

Sapla Samanı Karıştırma(k)

"Yetmez Demirören" ile başlayan bir kırgınlık oldu son zamanda Beşiktaş'ta. Bunun bir ironi olduğunu çözemeyen arkadaşlar var. Evet Yetmez... Yıllardır istenen yıldız transferler yetmez. Bunu bu kadar derine indirmeden anlamayan insanlar var. Fakat onlarda haklılar... Bir kulak arkası kalmışken , böyle söylemlerin içerisinde olan bir tribüne kırgınlıklar olur. Yalnız şunu anlamak gerek. Orada bağıran arkadaşların Denizli maçında dayak yediklerini görmezden gelemez kimse... Paralı adamlara karşı elinden geldiğinde direnmelerini kimse gözardı etmemelidir. Dediğim gibi bu bir ironidir. Beşiktaş taraftarının yıllardır sergilediği muhalif tavrı, çalınan bir parmak bal değiştiremeyeceği gibi, bu heyecanı yaşamasıda engellenemez...

Dikkat ettiyseniz Guti'nin imza töreninde "Yönetim Uyuma , Basketbola Sahip Çık" seslerini duyarsınız kulak iltihabınız yoksa... Yalnız orada dikkat edilmesi gereken şudur ki, Guti konuşmaya başlayacakken Yıldırım Demirören'in tribünlerin yaptığı tezahüratı kesmemek adına ( ki orada "Yetmez Demirören" denilmekteydi ) Guti'nin koluna dokunmasıdır. Bu ileride sıkıntı yaratacak bir durumdur. Bu durum ileride Beşiktaş taraftarının yüzüne vurulacaktır. Fakat Beşiktaş taraftarının "öz"ünü kavrayabilen bir insan bu tezahürata bu kadar takılmamalı... Yıllardır özlenen görüntü, istenen devrim budur. Evet ben Beşiktaş'ı özkaynak'tan sevdim. İstediğim daima budur. Yalnız bu projeyi gerçekleştiricek babayiğitleri bulmak zorken bu naylon dönemde, fazla fantastik olur bu istek... İşin özünü kavramak gerek... 

Beşiktaş yaptığı transferler ile dünya çapında sükse yapmışken, içten gelen uğultular ile bunu ayyuka çıkartmamak gerek. Keza o renkli arkadaşlarınızın gazı ile hareket ederseniz en fazla atacağınız adım "6" olur. 7'de tökezlersiniz. Herkes önce kendi kapısının önünü süpürmeli... Ki sonra komşusuna laf desin... 

Beşiktaş hiç bir zaman Galacticos olmamıştır. Bundan rahatsızsanız eğer, dillendirmeyeceksiniz "yıldız" diye... Ama eğer ki şartları göz önünde bulundurup , sağlıklı düşünmenize olanak tanırsanız şirinleri bile görebilirsiniz... Yıldırım Demirören'ci bir tavrum yok. En ağır kelimeleri dillendirmek istesemde, Beşiktaş başkanı diyip geçiyorum. Fakat kötü gördüğümüz herşeyi zamanında yapabiliyorsak, o tezahüratında zamanında yapıldığını düşünenlerdenim. Beşiktaş taraftarı makyaj yapılsada altında ki o çirkin suratı görecek kadar keskin bakar olaylara... 

Üstelik sezon başlamak üzereyken, bir tavır alınması kanaatinde olan zihniyetlerin 3. büyüğü kendileri yaratmakta olduklarını hatırlatırım... 

Elbette Beşiktaş kötü yönetiliyor, yönetilecek de.. Yıldırım Demirören kesinlikle fişlenmiş bir başkan. Hem kurumsal olarak kötü, hem sportif olarak başarısız bir dönem Demirören dönemi... Yalnız daha önce ki tavırlara , muhalifliğe bakıldığında Beşiktaş'ı yalnız koymamak, 3. büyüğü kendimizin yaratmaması adına bu tribün herşeyi sineye çekmiştir. Zamanı geldiğinde de hesabını elbet soracaktır. Atlatmış olduğumuz seçim ve sezona dair gelişmeler benide tedirgin etsede o ruhun kaybolmayacağına inananlardanım. Beşiktaş kimsenin tekeli olmamalıdır. 

Dikkat çekmek istediğim bir noktada... İnsanoğlu'nun memnuniyetsizliği... Demirören'den başkasıda gelse şu takıma sorun 0 seviyesine indirilemez. Fakat Demirören'in yaptığı tek olumlu gelişme olarak gördüğüm ve zamanında da iki kelam ettiğimiz "İstişare Heyetleri"dir. Bir nebze dizginlemek adına oluşturulmuş güzel bir projedir. Ve dikkat ederseniz herkesin rengini belli ettiği şu dönemde, Beşiktaş'ın yer almadığı medya'ya karşı bir tutum sergileyen bu proje meyvelerini verecektir ilerleyen günlerde...

Aslında yaz sil yaz sil yapa yapa en sağlıklı duruma getirdiğime inanmasamda bu yazıyı, okuyan herkese teşekkür ederim. Kafa karışıklığı, üzerine seçeceğin kelimeleri süzmek insanı yoruyor.. :)

Hiç yorum yok: