9 Kasım 2010 Salı

Mutsuz Bir Sonbahar Akşamı Hikayesi

Ben ve benim gibi hayatının en önemli değerlerinden olan belkide en önemli değeri olan Beşiktaşımızın maçı vardı 08.11.2010 gününün saati 20:00 bulduğunda bizim tabirimizle mabed, yeni adı ile Fi Yapı inönü stadında. Tribünleri dolduranların büyük kısmı işyerlerini maça yetişmejk için erken kapatmış, bazıları patronlarından günler öncesinden izin almış, bir kısmı öğrenci olanlar sınavları olmasına rağmen önce Beşiktaş deyip maça koşmuşlardı. İşin maddi boyutuna hiç girmek yol sıkıntısına falan hiç ama hiç girmek istemiyorum. Herkesin ortak bir dileği vardı, güzel futbol ve de galibiyet...

Maç başladığında dileklerimiz ve isteklerimizin ulaşması için sahadaki 11 tane futbolcuya aşkımızı haykırmaya, renklere olan sevgimizi kendimizi yırtarcasına göstermeye başladık. Ama sahada oynanan futbol hiçmi hiç iç açıcı cinsten değildi. Herkesin fark yaptığı kasımpaşaya bizim oynadığımız futbol, kurduğumuz baskı diğerlerinin oyunundan çok ama çok farklı idi. İkinci yarıda değişen bir durum yoktu. Netice itibari herkesin fark attığı kasımpaşa ile berabere kalmış gerçekten büyük fark ortaya çıkarmıştık.

Holosko, Tabata, Nihat gibi ayakta durmaktan aciz, sırf sahada görüntü amaçlı bulunan futbolcular olduğu sürece bu tip skorlara alışmak gerektiğini düşünüyorum. Tam form tutmaya başlamış Hilberti oynatmayıp Erhanı takıma koymak, Orta sahayı ayakta tutan Aurelio’yu ikinci yarıda oyundan almak neler düşünülerek yapılmış taktiksel değişikliklerdir anlayabilmek zor.

Heyecan içerisinde başlayan gün homurdanmalar ve sinir bozukluğu eşliğinde insanların evlerine gitmeleri ve uykusuz bir gece geçirmeleri ile son bulmuştu. Böyle geceleri tekrar yaşamak dileğimiz bizim için çok büyük bir istek olmamakla beraber pekte kolay gözükmemektedir.

Hiç bir zaman için skor taraftarı olmadım, ama oynanan futbol gerçekten düşündürücü, Tribünlerin muhteşem desteğini hak eden ve o kutsal formayı hak eden futbolcularla kurulu bir takım izleyebilmek dileği ile.


Hayatta Beşiktaş !

Saygılar, Sevgiler...

Sopa.

Hiç yorum yok: