Ben mi farklı bir maç izliyorum yoksa çevremdeki insanlar mı anlamış değilim. Hele ki şu son 3 maçtır Beşiktaş'ın mağlubiyetleri sonrasında yapılan muhabbetlerde, sürekli Schuster'in iyi hoca olduğunu vurguluyorlar bana karşı.. anlamış değilim. Ben aksini asla iddia etmedim.Schuster'i de değerlendirecek olan zaten ben değilim. Had bilinmeli. Fakat Bir kaptan gemisinin varış noktasını, rotasına bakarak çizmeli. Eğer çizmezse böyle deniz olmayan Kayseri'de çöle saplanırsın. Hoş değil bu durum. Kendi elimizle zaten tetikte bekleyen medyaya malzeme veriyoruz... Yenilgilerden dolayıda moraller bozuk. Tamamen dibe batmış bulunuyoruz moral olarak.
Beşiktaş iyi top oynuyor. Ayağa pas yapıyor, eyvallah. Diyecek sözüm yok buna zaten. Fakat sorunun başlıca sebebi olarak, sistemin getirdikleri olarak görüyorum. Baskılı futbol oynayarak gönülleri feth ediyor Beşiktaş. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, işte bu futbolun götürüsünü çözebilmekte saklı. İllaki bu takımın teknik patronu bu konular hakkında kafa patlatıyor. Fakat deneme yanılma yapmıyorsa o zaman vay halimize. Çünkü Beşiktaş oynadığı baskılı futbolun zararını yediği kontra goller ile görüyor. Hadi diyelim Kayseri'nin golü kontra değil... O zaman bende inanayım size... Adamlar maçın ilk 15 dk.sında üzerimize geldiler. Sonra biz gittik. Fakat bunun sürekliliğini sağlayamayınca olan oldu. İkinci yarıda da aynı hikâye nüksetti. Kayseri'nin 2. yarıda kaçırdığı 4 net gol pozisyonu vardı dikkat ettiyseniz. Bu da demektir ki en azından benim için demektir ki; Beşiktaş'ın bekleri, defansı her neyi ise, ya yalnız kalıyor, ya yanlış oynuyor.
Defans blogundan kastım tamamen iki stoper'in geride kalmasından kaynaklanan sorunlar. Zaten bu bölgedeki adamların tandem oynamaması üzerine bal çalar cinsten. Oysa benim idealim tandem oynayan, ki bunu geçen yıl ve ondan önceki yılda yaptık, bir stoper anlayışı. Geride süpürücü kalmayınca ve özellikle buraya dikkat çekmek istiyorum; Sağ-Sol bekler bile ileride olunca Beşiktaş tamamen kontra yiyen bir takıma dönüşüyor. illaki kanatlardan takıma atak sağlanacak fakat önce rakibini ekarde edemiyorsan, bu huydan vazgeçeceksin. Çünkü bu durumda artık Beşiktaş Lig için ezberlenmiş bir takım görüntüsüne büründü. Rakip tamamen Beşiktaş'ın zaaflarına göre top oynuyor. Dediğim bu tandem stoper mevzuu ofsayt taktiği de terk edilmediği sürece tutmaz. Süpürücü demişken bir Sivok, bir Ferrari bu nitelikte adamlardı. Tabii ki sistem o zaman farklıydı...
Süpürücü görevi görmeyen bir defans'dan medet ummak, özellikle Beşiktaş'a mâl olmuş futbolcuları harcamak isteyenlere birebir koz. Keza görüyoruz neler konuşuluyor futbolcular hakkında.
Hali hazırda yan toplara çıkamayan, çıksada alamayan iki tane kalecimizde varken Beşiktaş'ın daha çok canının yanacağını üzülerek bekliyorum. Çok karamsar değilim fakat ikinci bir plan olmadığı sürece, Beşiktaş erken gol bulamadığı maçları böyle dakikalarda kaybedecek durumda.
Sorunları sıralarken çözümleride düşünmek gerekir. Ben en azından ofsayt taktiğinin ve Beşiktaş'ın defans anlayışının değişmesi için ufak tefek gözümle gördüğüm fakat pahalıya patlayan olayları sıraladım. Schuster'den bir nebze umut kaybetmedim. Ama özellikle bu blog yahut diğer bloglarda da arayın, herkesin ortak noktası; mağlubiyetlerden ders çıkartmak. Bizler bunu dile getiriyoruz fakat ortada hala bi ısrarcılık varmış gibi gözüküyor, Beşiktaş'ı sahada görünce...
Hem zaten ileride kurulan bir takımın kontra yememesi ofsayt taktiği olsun olmasın, anormal olur. Beşiktaş ileri uçtan pek fayda göremiyor takım savunması anlamında. En azından koşan, pres yapan bir görüntü çizmiyor. Pres ve koşu sadece defans ile orta saha futbolcularında göze çarpıyor. Bununda yetersiz kaldığı yerler, futbolcuların ileri uçta kalmalarından kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
Ben her ortamda Beşiktaş mevzuu olunca sorunun buradan kaynaklandığını dile getiriyorum. Sakatlıkların olması kadro seçiminde Schuster'i sıkıntıya düşürüyor bunuda görmezden geliyor değilim. Düzelmesini umut ettiğim dek nokta Beşiktaş'ın defansif zaafları. Takımın hücum futbolu oynamasının son derece modern bir anlayış olduğunun farkındayım fakat bunun zamana ve sabıra dayalı olduğunu herkes çözemiyor. O yüzden ufak homurdanmaları örtmek için bir an önce Beşiktaş'ın defans anlayışını değiştirmesi gerekmekte...
Hali hazırda bazı futbolcuların krediside eksilere iniyorken, kaos'a ramak kaldığını hatırlatmakta fayda var. Ama umarım Del Bosque gibi olmaz Schuster'in sonu. Hocaya kemik tayfanın güveni sonsuz. Benimde öyle... Ders çıkarma konusunda eksiklikleri de örtersek ligi yakalarız diye düşünüyorum. Uzun maraton maval'ınıda bu yüzden görmezden geliyorum. Ki, Beşiktaş başkalarının tökezlemesini beklemesin. Hali hazırda 10 puan gerideyiz Bursaspor'dan...
Kayserispor'a karşı antipatim var. Ama yiğidi öldür hakkını yeme derler ya, Şota gerçekten iyi bir takım kurmuş. Zaten potansiyeli olan bir takımken oyuna hükmeden ne istediğini bilen bir görüntü çizmesini sağlamış.
Rakibide tebrik eder, önümüzdeki maçlara bakarız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder