Yahu arkadaş okumayayım diyorum okuyorum ki farklı düşüncelere bürünebileceklerini düşünerekten ama yok zerre değişmiyor. Selçuk Yula'nın yazısını okudum bugün. İlgili yazıya buradan ulaşabilirsiniz. Kendisine cevap yada çemkirme niteliğinde değil de; tamamen "emek"ten bahsetmesi üzerine beni harekete geçirdiği, emek kavramının ne anlama geldiğini, adalet ve emek hakkında düşünceler üzerine beni düşündürmesi sebebiyle teşekkür ediyorum.
Yazıyı okuduysanız eğer diyor ki Yula; "Hüseyin Göçek art niyetli olsa..." Burada art niyetten kasıt Mehmet isimli futbolcunun İbrahim Üzülmez tarafından çekilmesi... Şimdi pozisyonları tek tek yorumlamaya gerek olursa şayet, maçın ikinci devresinde Serdar Özkan'a aynı yerde yapılan hareketinde fenerli futbolcunun cezasız kalması düşündürücü değil mi? Peki bu iki kıyaslamadan art niyet olmadığı anlaşılıyorsa; futbolcuların emeklerine değinirken, malum futbolcunuzun eşelediği çukurun karşılığının anlamı ne olmalıdır? Hazır emekten bahsetmişken, bünyenizde bulundurduğunuz Emre adlı şahsın, Ernst ile karşılaştığı pozisyonda, Hüseyin Göçek'i kandırmaya yönelik hareketten ötürü kart görmemesi, üzerine böyle derbiler de ki benden iyi bildiğiniz kesin, rakip takım futbolcusunun atılmasına sebebiyet vermesi "EMEK" açısından siz de ne gibi bir iz bırakmakta sayın Yula ? Hani az önce söylediğim derbilerde ki futbolcu primlerine yönelik, ki tamamen "ekmek ve emek hırsızlığı" kategorisinde yer bulabilecek hareket için sizin düşüncenizin futbolcuların emeklerinin görmezden gelindiğini belirtmeniz, hali hazırda taraflı olduğunuzu bildiğimden dolayı beklemediğim bir harekettir ki bu yazıyı size yazma amacım, olaylara bakarken sadece kendi açınızdan bakmamanız...
Bobo'nun penaltısına değinirken kazılan çukuru görmezden gelmeniz de işin ilginç yanı... Hani ülkede yazar olarak görebildiğimiz insanların sayılı olmasının sebebi bu mudur acaba?...
Yazıyı okuduysanız eğer diyor ki Yula; "Hüseyin Göçek art niyetli olsa..." Burada art niyetten kasıt Mehmet isimli futbolcunun İbrahim Üzülmez tarafından çekilmesi... Şimdi pozisyonları tek tek yorumlamaya gerek olursa şayet, maçın ikinci devresinde Serdar Özkan'a aynı yerde yapılan hareketinde fenerli futbolcunun cezasız kalması düşündürücü değil mi? Peki bu iki kıyaslamadan art niyet olmadığı anlaşılıyorsa; futbolcuların emeklerine değinirken, malum futbolcunuzun eşelediği çukurun karşılığının anlamı ne olmalıdır? Hazır emekten bahsetmişken, bünyenizde bulundurduğunuz Emre adlı şahsın, Ernst ile karşılaştığı pozisyonda, Hüseyin Göçek'i kandırmaya yönelik hareketten ötürü kart görmemesi, üzerine böyle derbiler de ki benden iyi bildiğiniz kesin, rakip takım futbolcusunun atılmasına sebebiyet vermesi "EMEK" açısından siz de ne gibi bir iz bırakmakta sayın Yula ? Hani az önce söylediğim derbilerde ki futbolcu primlerine yönelik, ki tamamen "ekmek ve emek hırsızlığı" kategorisinde yer bulabilecek hareket için sizin düşüncenizin futbolcuların emeklerinin görmezden gelindiğini belirtmeniz, hali hazırda taraflı olduğunuzu bildiğimden dolayı beklemediğim bir harekettir ki bu yazıyı size yazma amacım, olaylara bakarken sadece kendi açınızdan bakmamanız...
Bobo'nun penaltısına değinirken kazılan çukuru görmezden gelmeniz de işin ilginç yanı... Hani ülkede yazar olarak görebildiğimiz insanların sayılı olmasının sebebi bu mudur acaba?...
2 yorum:
bunlar emeğin ne demek olduğunu bilseler, uşaklık yapmaz, uşaklık yaptıkları adamdan fenerium mağazaları almazlardı. selçuk yula mı öğretecek bize emeği..aç kaldıkça fb muktedirlerini yalayan adam (!) bu..
Aynen. İşte ellerinde söz de basın gücü oldukları için bir şeyler yazıp duruyorlar. Bir de adalet emekten bahsediyorlar. İşin komik yanı bu...
Yorum Gönder