18 Nisan 2010 Pazar

TSL: 30. Hafta: Fenerbahçe SK - Beşiktaş JK


Fotoğraf ligin ilk yarısında ki 3-0'lık maçtan. Bu akşam böyle kare yada kareler görmek her Beşiktaş'lının beklentisi... Ezel'i rekabetin bittiği 17 Nisan'ın 5. yıl dönümünün ertesi... Her ne kadar o gün oynanan maç gibi geçmeyeceği kesin olsada, şahsım adına hakemden tereddütlerim olduğu için, tarih tekerrür edebilir diye düşünüyorum. Hafta içinde Beşiktaş yönetimi ve Yıldırım Demirören'in Tff ile yaşadığı "sms krizi"de gündemdeyken, verilen hak mahrumiyeti ve istenen savunmaların dayanağının sadece "bn" yada ".bn." gibi temelleri olduğu için görüşüme paralel bir dayanak tutmakta gelişmeler. İki camianında başkanlarının ortak yanlarının oluşu ne garip...

Beşiktaşımızda sakatlıkları bulunan Ekrem Dağ, Nihat Kahveci ve Tabata kesin oynayamayacak futbolcular... Bu 3'lü arasında arayacağımız isim malum Ekrem Dağ... Her ne kadar kendi ekseni etrafında dönüşleri olsa da, lig de temposunda koşan bir başka futbolcunun olmaması da ilginç. Nasıl bir kadro yapısı ile çıkacağımızı kestiremediğimden beklediğim sisteme geçersek, Mustafa Denizli'nin tek forvet üzerine kurulu ofansif bir sistem ile sahaya süreceğini belirtebilirim. Bu arada Serdar Özkan'ın kesin görev alacağı söylentileri sebebiyle şüpheliyim. Görev aldığı maçlarda saç baş yoldurtan Serdar izledik bu zamana kadar. Hele ki Galatasaray karşısında değerlendiremediği ve son olarak çok iyi hatırladığım Eskişehirspor karşısında bulduğu fırsatları aceleciliğinden dolayı harcayan Serdar'ın bu akşam artık hem kendisi hem de camianın tahammül sınırlarının sonuna geldiği için son şansı gibi görünüyor. İlk derbide çabaladı çalıştı, Colin'e yaptıkları gözümün önünde... Beşiktaşlılığından şüphem yok fakat futbolculuğunu aceleciliğinden körelttiğini seziyorum...

Tello'nun oynayacak olması sevindirici bir haber. Bu yıl epey eleştiri aldı. Aslında sadece Tello değil, Beşiktaş takım olarak sürekli eleştirilerin hedefi oldu. Hem yönetim kaosu hem teknik ekibin ne yapmak istediği ve şampiyon takımın kötü başlangıç yapmasıydı eleştirilerin başlangıç noktası... Vehasıl bu akşam ki karşılaşmada buna son verebilecek bir fırsat varken geri tepmemeliyiz... Yetenekli futbolcularımızın olmadığının farkında olarak, Tello'ya en üst düzey görev düşeceği kanısındayım.

Fenerbahçe'nin gizli silahları var imiş... Ben pek "gizem" bulamıyorum bu silahlarada... Misal Selçuk. Yani derbileri boş geçmemesi ayrı bir soru işareti olarak çıksada karşıma, sanırım futbol mantalitesi açısından saha içerisinde pek kaileye alınmadığından Selçuk'un gol bulması kaçınılmaz oluyor. Neticede kendi kulübünde bulunduğu pozisyonda kalan 2 futbolcudan birisi. Bunun en net belirtisi zaten derbilerde gole yakın isim olması. Lugano'nun futbolculuğunu beğendiğimi söyleyemem. Bana hak vermeyen insanlara "futbolculuğu sorgulama kriterleri"ni gözden geçirmelerini istiyorum. Ahlâki açıdan yerlerde olduğunu düşündüğüm Lugano'yu Beşiktaş defansı yan toplar ve kornerlerde kaçırmaz ise, başka özel önlem almaya gerek kalacağını düşünmemekteyim. Alex yahut Güiza'nın futbol kabiliyetlerine diyecek çok şey yok. Alex'i yakın markaja alıp, Güiza'yı boş bırakmadıkça, Defansif açıdan sağlam nitelendirilen takımımızın bu maçtan yüz akı ile ayrılacağı aşikâr...

Hüseyin Göçek ve yardımcılarının iyi niyetle maç yöneteceklerini düşünmek isterken, Oğuz Sarvan'ın "hakemlerimiz bazı kulüp yöneticilerinin etkisi altında kalıyor" açıklamasını da dip not olarak belirtmekte fayda var. Bir taraf 3 yıl şampiyonluk vaad ederken, diğer tarafın 5 yıl şampiyonluk vaadinde bulunduğunu ve ligin sonuna yaklaştığımız için hakem hatalarının(!) membaasının da yöneticilerin açıklamaları olduğunun dile getirildiği bu dönemde dikkatle izlenmesi gereken sadece ve sadece MHK'nin atadığı hakemlerdir. Sorumluluğu başkalarına yükleyen Oğuz Sarvan'ın amatör hareketler içerisinde olması da marka değerli ligimizin kalite açısından artış belirtisi olarak gösterilmesi içler acısı...

Saldır Beşiktaş'ım !

Hiç yorum yok: