16 Mart 2010 Salı

Tutuk Oyuna Rağmen #Maç Sonu

Denizli deplasmanından 3 puanla dönmek sevindirici skorsal olarak bakıldığında... Fakat oyun olarak ortada büyük bir tutukluk var, göz ardı edilmemeli. Denizlispor'un baskın oyunu olduğunu söylesek kendi zaafımızdan ortaya haklılık payı çıkıyor. Bireysel olarak mücadeleyi güzel yaptık fakat takım olarak iyi olduğumuzu söyleyemeyiz...

Maçın dönüm noktası sanırım Denizlispor'un direklerden dönen topları... Rüştü'nün sergilediği performans ile maça damga vurduğunu belirtmeliyiz. İbrahim Kaş'ın hatasını iyi telafi etti. İbrahim Kaş gibi La Liga görmüş bir futbolcu'nun böyle acemi ve amatörce hareketler yapmasını anlamak elde değil. Zaten bakıldığında "sağlam defansımız"ın ve kaleci ile olan irtibatları göz önüne alındığında bir kopukluk söz konusu gibi geliyor bana... Bu örneğin aleyhimize kullanılan kornerler de olsun ya da boş gelen topta olsun, Rüştü ile defansın anlaşmazlıklarından gayet açık belli oluyor. Orta saha da Fink'in çabaları ve tek kalması ile, oyunu yönlendiremedik. Tello her ne kadar sorumluluk almaya çalışsa da pek etkili değildi. Keza Ernst ve Necip girdikten sonra biraz daha toparlamış gibi olduk ama süre yetmedi oyunu sergilemeye :) Sanırım Mustafa Denizli Necip'i ortaya sert futbol konabilir diye ilk 11'de başlatmadı...

Velhasıl düşer ayak atılan Holosko'nun golü ile skoru lehimize çevirdik. 3 puanı kaptık. Zaten bu maçın golü atan kazanır şeklinde geçeceği 20.dk'da bana göre belliydi. Maçtan akılda kalan Denizlispor'un küme düşme tehlikesine karşılık ve alınan mağlubiyete rağmen, maç sonu başkanlarının futbolcuları ile tribünleri selamlaması idi... Büyük camialarda göremeyeceğimiz işler bunlar. Denizlispor taraftarının centilmenliği ve takımı sahiplenmesi taktir edilmeli... Bir gerçek var ki, Denizlispor bu performansını ilerleyen haftalarda da sürdürürse lig'de tutunması zor olmaz...

Tutuk oyunumuzu önümüzdeki haftalarda görmemek dileğiyle...

Hiç yorum yok: