20 Mart 2010 Cumartesi

Uçurum #Maç Sonu

Dün akşam 90 dakika Yusuf Şimşek'e nasıl dayandı Mustafa Denizli diye düşünüp durdum. Geçen sene yaptığı katkıları düşündüm, düşündükçe uçurumun eş anlamlısını öğrendim. Sadece Yusuf için değil, Beşiktaş alt yapısından yetişip İspanya'ya transfer olan ve daha sonra kiralanan İbrahim Kaş'ı düşündüm. Nedir yani ısrar etmek bu adam da anlayamadım. Zaten transfer olmadan önce oynadığı sezonda da ne kadar verimli olduğu tartışılır. Futbolcunun kötü dönemleri olabilir normaldir. İbrahim Kaş'ın da katkı yaptığı yerler vardır normaldir. Fakat burada üzerinde durulması gereken nokta; performansına katamayan futbolcularda sürekli ısrar edilmesi, böylece hem taraftarın tepkisini hem de gelecek eleştirilerin önünü alamamaktır. Mustafa Denizli'nin nedense böyle bir duruşu var. Eyvallah liderliğine diyecek söz yok. Umut aşıladığı da ortada... Böyle ısrarcı olmasının farkında olmaması düşündürücü... Üstelik Beşiktaş'ın öz evlatları ile taraftarın arasının açılması kaçınılmaz oluyor bu düşünceyle gidildiği sürece...

Yusuf Şimşek'e 90 dakika dayanmak gerçekten büyük iş. Her ayağına gelen topu ezmekten başka bir şey göremedim ben dün akşam. Oyuncu değişikliklerinin olacağı sırada ümitlendim fakat beklenmeyen bir değişiklik oldu tarafımdan. Holosko'nun değerlendiremediği pozisyonlar yüzünden Yusuf'un hataları gözden kaçtı. Farkına varıldığında da oyuncu değişikliği hakkımız bitmişti...

Kasımpaşaspor'un Bursaspor karşısında oynadığı futbol ile dün akşam ki futbolları kıyaslandığında "büyük takımlara karşı" lafına inanmamak gerek. Keza teknik direktörleri Yılmaz Vural'ın Bursaspor lehine açıklamalarından sonra antipatik gelmemesi tarafımdan abes kaçıyor.

Şampiyonluk yolunda yara almış olsak bile "marka değeri" olan ligimizin daha çok sürprizlere gebe olacağını kestiriyorsunuzdur az çok. O yüzden önemli olan hatalardan bizim çıkardığımız sonuçlar önemli...

Kara günlerimizi Mayıs'ların beyazı örtsün !

Hiç yorum yok: