2008-2009 Sezonu
Beşiktaş ve Sivasspor şampiyonluk yolunda çekişiyor.
Trabzon, Fenerbahçe ve Galatasaray ligin bitimine 4 hafta kala havlu atıyorlar.
Sezondan, özellikle son haftalardan başlıklar:
"71 puanla şampiyonluk, ligimizin kalitesi çok düşük"
"Fenerbahçe ve Galatasaray'ın olmadığı bir Lig"
"Anadolu'dan bir şampiyon çıkmasını çok istiyoruz".
Her spor programında ayrı ayrı bir futbol ulemasını ligin kalitesini, şampiyonluk puanının düşüklüğünü, Beşiktaş'ın şampiyonluğunun GS ve FB'nin bir lütfu olduğunu anlatırken izledik. Haftalarca.
Kameralar il il dolaştı. Herkese soruldu "şampiyon Sivas olsun" dilekleri toplandı.
Avrupa'dan araştırmacılar geldi, Sivas tez konusu bile oldu.
Her hafta Sivas iline gidildi, şehirden görüntüler tüm Türkiye'ye verildi. Sivas'ın coşkusunun Anadolu'nun diğer illerine etki etmesi için elden gelen arda konmadı.
Sene 2010
Beşiktaş ve GS 4 hafta kala havlu atmış durumda.
Bursa şampiyonluk yolunda. Hem de geçen sezon Sivas'ın oynadığından çok daha iyi bir futbol oynayarak; şampiyonluk yarışındaki tüm rakiplerini kendi sahalarında yenerek.
Ligimizin lideri 67 puanda. "Tüm maçlarını kazanırsa" ligi 76 puan ile bitirebilecek. Bu puanların altısı Ankaraspor ile hiç oynanmamış maçlardan gelmiş. (71 puanla şampiyon olan Beşiktaş geçen sezon Ankaraspor'a kendi evinde yenildi, Ankaraspor geçen sezon ligde olmasaymış, ligi 74 puanla bitirecekmişiz yani).
Ligin kalitesi çok üst düzey. Bu şartlarda alınan puan çok normal şampiyonluk için.
Şampiyon olacak takım da Beşiktaş ve GS'nin olmadığı bir ligde, jest ile değil; bileğinin hakkı ile, eze eze şampiyon olacak.
Bursa'nın şampiyon olmasını da bir tek Bursa'lılar ve Ankara'daki Ankaragüçlüler istiyor. Bursa şehri duyduğum kadarıyla süslenmiş, her yer yeşil beyaz ama ben bir tek TV yayınına rastlamadım. Belgeselleri filan da yapılmıyor. Bursa sürekli şampiyonluğa oynadığı için pek şaşırtmamış bizim medyamızı bu sene de şampiyonluk potasında olmaları. Bursa da Anadolu takımı değil zaten. Bir AngloSaxon takımı. Ataları kutuplardan gelmiş, somon balığı yiyerek beslenmişler.
Beşiktaş ve Sivasspor şampiyonluk yolunda çekişiyor.
Trabzon, Fenerbahçe ve Galatasaray ligin bitimine 4 hafta kala havlu atıyorlar.
Sezondan, özellikle son haftalardan başlıklar:
"71 puanla şampiyonluk, ligimizin kalitesi çok düşük"
"Fenerbahçe ve Galatasaray'ın olmadığı bir Lig"
"Anadolu'dan bir şampiyon çıkmasını çok istiyoruz".
Her spor programında ayrı ayrı bir futbol ulemasını ligin kalitesini, şampiyonluk puanının düşüklüğünü, Beşiktaş'ın şampiyonluğunun GS ve FB'nin bir lütfu olduğunu anlatırken izledik. Haftalarca.
Kameralar il il dolaştı. Herkese soruldu "şampiyon Sivas olsun" dilekleri toplandı.
Avrupa'dan araştırmacılar geldi, Sivas tez konusu bile oldu.
Her hafta Sivas iline gidildi, şehirden görüntüler tüm Türkiye'ye verildi. Sivas'ın coşkusunun Anadolu'nun diğer illerine etki etmesi için elden gelen arda konmadı.
Sene 2010
Beşiktaş ve GS 4 hafta kala havlu atmış durumda.
Bursa şampiyonluk yolunda. Hem de geçen sezon Sivas'ın oynadığından çok daha iyi bir futbol oynayarak; şampiyonluk yarışındaki tüm rakiplerini kendi sahalarında yenerek.
Ligimizin lideri 67 puanda. "Tüm maçlarını kazanırsa" ligi 76 puan ile bitirebilecek. Bu puanların altısı Ankaraspor ile hiç oynanmamış maçlardan gelmiş. (71 puanla şampiyon olan Beşiktaş geçen sezon Ankaraspor'a kendi evinde yenildi, Ankaraspor geçen sezon ligde olmasaymış, ligi 74 puanla bitirecekmişiz yani).
Ligin kalitesi çok üst düzey. Bu şartlarda alınan puan çok normal şampiyonluk için.
Şampiyon olacak takım da Beşiktaş ve GS'nin olmadığı bir ligde, jest ile değil; bileğinin hakkı ile, eze eze şampiyon olacak.
Bursa'nın şampiyon olmasını da bir tek Bursa'lılar ve Ankara'daki Ankaragüçlüler istiyor. Bursa şehri duyduğum kadarıyla süslenmiş, her yer yeşil beyaz ama ben bir tek TV yayınına rastlamadım. Belgeselleri filan da yapılmıyor. Bursa sürekli şampiyonluğa oynadığı için pek şaşırtmamış bizim medyamızı bu sene de şampiyonluk potasında olmaları. Bursa da Anadolu takımı değil zaten. Bir AngloSaxon takımı. Ataları kutuplardan gelmiş, somon balığı yiyerek beslenmişler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder