Bu yazı Beşiktaş, bahsi geçen ligin zirvesindeyken yazılmış bir yazıdır.
Yani "biz bu işte birinciyiz, aman görmezden gelelim" değil, tamamen konu hakkındaki görüşlerimi yansıtma amaçlıdır.
Önce Fair Play nedir, bunu bir belirlemek lazım.
Fair Play, genel olarak anlatıldığı gibi sadece "centilmenlik" demek değildir.
Kelime anlamı ile Fair Play "adil oyun" demektir. "Güzel oyun" demek değil.
Yani o oyunu oynayan herkese ayrım gözetmeden, eşit davranmaktır temeli.
Daha yaygın olarak "sporun ruhuna ve kurallarına uygun" davranmak olarak da algılanır.
Bu anlamda "fair play" ruhuna en aykırı davranışlar ırkçılık ve rakibi-hakemi kandırmaya yönelik davranışlardır.
Şimdi Lideri olduğumuz Fair Play Ligine ve puanlamasına geliyorum.
Herhangi bir ligde mücadele eden herhangi bir takım, o ligdeki tüm takımlara eşit yaklaşılması, diğer tüm takımlar ile eşit haklara sahip olma beklentisi ile o lige katılır.
Bir Fair Play'den bahsediliyor ise, o ortamda "amca, kardeş, yiğen" gibi birleşmelerin olmaması gerekir. Takımların birbirlerine eşit uzaklık ve yakınlıkta olması; buna karşı önlemlerin alınması Fair Play'in esasıdır. Müsabakalarına katıldığınız ligin 2-3 takımının size karşı birleşmesine müsade edilmesi hangi Fair Play anlayışı ile ilişkilendirilebilir? Hepimiz her hafta farklı liglerde yüzlerce takımın maçlarını izliyoruz. Ben Güney Kore'deki Dünya Kupası hariç (ki orada da Güney Koreli taraftarlar her takıma eşit mesafedeydi, bir takım lehine birleşip farklı bir takıma aleyhine düşmanlık gösterileri asla yapmadılar) hiç bir lig ve organizasyonda iki veya daha fazla takımın birleşip de bir takım aleyhine çalıştığını görmedim.
Bu tarz bir "yakınlaşmanın" içindeki takım bu "Fair Play Ligi'nin 3. sü durumunda".
Bu sezon Ligimizde şahit olduğumuz tek ırkçı eylemin tarafı olan takımımız, Fair Play Ligi'nin 3. sü durumunda. (ki başlı başına bu bile bu Lig için bir utanç göstergesidir).
Mevcut "Fair Play Ligi"nde her Sarı ve Kırmızı Kart eşit görülüyor.
Yani sizin hakeme sinirlenip ağzınızdan kaçırdığınız iki kelime sonrası gördüğünüz kırmızı kart ile, rakibinizin bileğine bilerek, onun futbol hayatını bitirme pahasına attığınız tekme aynı puanı alıyor. Yani bu Fair Play Ligi'ne göre siz barajı biraz erken terkedip, veya hakemin düdüğünü duymayıp topa vurursanız da aynı şey; ceza sahası içinde onlarca meslektaşınızın emeğini, yüzbinlerce taraftarın sevincini çalmak için kendinizi atarsanız da aynı şey.
Örneğin, stadta bir taraftarın atılmasının Fair Play ligince bir cezası yok.
Bize Fair Play Ligi diye yutturulmaya çalışılan şey aslında Federasyonun "hak mahrumiyeti" cezalarına katma değer getirmek ve yöneticilerin demeçlerini kontrol altına almak için uydurduğu, yarattığı bir saçmalık.
Bir futbolsever olarak içinde bulunduğum "Fair - adil" ligde bana karşı organizasyonlara karşı önlemler alınmasını beklemek bir futbolsever olarak en büyük hakkımdır.
Yani "biz bu işte birinciyiz, aman görmezden gelelim" değil, tamamen konu hakkındaki görüşlerimi yansıtma amaçlıdır.
Önce Fair Play nedir, bunu bir belirlemek lazım.
Fair Play, genel olarak anlatıldığı gibi sadece "centilmenlik" demek değildir.
Kelime anlamı ile Fair Play "adil oyun" demektir. "Güzel oyun" demek değil.
Yani o oyunu oynayan herkese ayrım gözetmeden, eşit davranmaktır temeli.
Daha yaygın olarak "sporun ruhuna ve kurallarına uygun" davranmak olarak da algılanır.
Bu anlamda "fair play" ruhuna en aykırı davranışlar ırkçılık ve rakibi-hakemi kandırmaya yönelik davranışlardır.
Şimdi Lideri olduğumuz Fair Play Ligine ve puanlamasına geliyorum.
Herhangi bir ligde mücadele eden herhangi bir takım, o ligdeki tüm takımlara eşit yaklaşılması, diğer tüm takımlar ile eşit haklara sahip olma beklentisi ile o lige katılır.
Bir Fair Play'den bahsediliyor ise, o ortamda "amca, kardeş, yiğen" gibi birleşmelerin olmaması gerekir. Takımların birbirlerine eşit uzaklık ve yakınlıkta olması; buna karşı önlemlerin alınması Fair Play'in esasıdır. Müsabakalarına katıldığınız ligin 2-3 takımının size karşı birleşmesine müsade edilmesi hangi Fair Play anlayışı ile ilişkilendirilebilir? Hepimiz her hafta farklı liglerde yüzlerce takımın maçlarını izliyoruz. Ben Güney Kore'deki Dünya Kupası hariç (ki orada da Güney Koreli taraftarlar her takıma eşit mesafedeydi, bir takım lehine birleşip farklı bir takıma aleyhine düşmanlık gösterileri asla yapmadılar) hiç bir lig ve organizasyonda iki veya daha fazla takımın birleşip de bir takım aleyhine çalıştığını görmedim.
Bu tarz bir "yakınlaşmanın" içindeki takım bu "Fair Play Ligi'nin 3. sü durumunda".
Bu sezon Ligimizde şahit olduğumuz tek ırkçı eylemin tarafı olan takımımız, Fair Play Ligi'nin 3. sü durumunda. (ki başlı başına bu bile bu Lig için bir utanç göstergesidir).
Mevcut "Fair Play Ligi"nde her Sarı ve Kırmızı Kart eşit görülüyor.
Yani sizin hakeme sinirlenip ağzınızdan kaçırdığınız iki kelime sonrası gördüğünüz kırmızı kart ile, rakibinizin bileğine bilerek, onun futbol hayatını bitirme pahasına attığınız tekme aynı puanı alıyor. Yani bu Fair Play Ligi'ne göre siz barajı biraz erken terkedip, veya hakemin düdüğünü duymayıp topa vurursanız da aynı şey; ceza sahası içinde onlarca meslektaşınızın emeğini, yüzbinlerce taraftarın sevincini çalmak için kendinizi atarsanız da aynı şey.
Örneğin, stadta bir taraftarın atılmasının Fair Play ligince bir cezası yok.
Bize Fair Play Ligi diye yutturulmaya çalışılan şey aslında Federasyonun "hak mahrumiyeti" cezalarına katma değer getirmek ve yöneticilerin demeçlerini kontrol altına almak için uydurduğu, yarattığı bir saçmalık.
Bir futbolsever olarak içinde bulunduğum "Fair - adil" ligde bana karşı organizasyonlara karşı önlemler alınmasını beklemek bir futbolsever olarak en büyük hakkımdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder